ABD’deki Stetson Üniversitesi’nden Scott Semeyena, ağabey sahibi olmanın erkeklerde eşcinsellik ihtimalini artırması üzerine yapılan araştırmalara atıfta bulunarak, bunun bunun dünyanın farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda da görüldüğünü savundu.
Evrimsel ve kültürel psikoloji alanında uzmanlaşan Semeyena, 1960’lardan beri araştırılıp 1990’larda “kardeş doğum sırası ve erkeklerin cinsel yönelimi” (fraternal birth order and male sexual orientation) adını alan hipotezle ilgili çalışmaları değerlendirdi.
Semeyena, ABD’de kamu bağışlarıyla fonlanan Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) verdiği söyleşide, bu tezin öne sürdüğü bağlantıları birçok ülkede gözlemlediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu model Kanada ve ABD’de gözlemlendi fakat durum bunun ötesine geçiyor. Modelin Samoa gibi ülkelerde var olduğuna yönelik pek çok doğrulama söz konusu. Meksika’nın güneyinde de görülüyor. Ayrıca Türkiye ve Brezilya gibi yerlerde de var.”
Semeyena ve ekibi, 12 Aralık’ta yayımladıkları makalede, Samoa’da yaptıkları 10 yıllık saha çalışmasının sonuçlarını paylaştı.
Independent Türkçe’nin aktardığına göre akademisyen, hiç kardeşi olmayan bir erkeğin başlangıçta eşcinsel olma olasılığının yüzde 2 ila 3 arasında değiştiğini, hesaplama için yüzde 2’yi sabit aldığını söyledi. Araştırmacı, kardeş doğum sırası tezine göre bu olasılığın, her ağabeyle birlikte yüzde 33 arttığına dikkat çekti.
Buna göre bir ağabeye sahip erkeklerin eşcinsel olma olasılığı yaklaşık yüzde 2,6’yken, ikinci ağabey denkleme girdiğinde bu olasılık yaklaşık yüzde 3,5’e yükseliyor.
Diğer yandan bilim insanı, bunun doğrudan tek başına belirleyici bir unsur olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Birden fazla ağabeye sahip erkekler yine de karşı cinse ilgi duyabilir. Pek çok eşcinselin hiç erkek kardeşi olmayabilir ya da bu kişiler kardeşlerin en büyüğüdür. Ağabeye sahip olmak kesinlikle cinsel yönelimi belirleyen tek etki değil.”
Semeyena, bu çalışmasında Türk akademisyenlerin konuyla ilgili 2014’te yayımladıkları bir makaleye de işaret etti. Çalışmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Yakın Doğu Üniversitesi’nden İpek Sönmez, Ali Bozkurt ve Özlem Hekim Bozkurt yapmıştı.