İSTANBUL, 21 Nisan (Xinhua) — Üniversite öğrencisi Meryem Nur Taşçıova’nın lise yıllarından bu yana bir hayali vardı: Çince öğrenmek. Taşçıova artık, Çin dili ve edebiyatı alanında uzmanlaşan bir üniversite öğrencisi olarak nihayet hayalini gerçekleştirmiş durumda.
Taşçıova, “İngilizcenin yanı sıra dünya çapında en çok konuşulan ve aynı zamanda zor olduğu için iş bakımı açısından da elverişli bir bölüm olan Çince benim tercihimdi” dedi.
Öğrenci, “Benim aklımda genel olarak çevirmenlik var. Tabii öğretmek de istiyorum. İnsanlarla konuşmayı istiyorum” diye belirtti.
Çince öğrenme merakı tüm dünyada yayılmaya devam ederken Türkiye’de de bu konudaki talep dikkat çekiyor. Türkiye’de son yıllarda Çince öğrenenlerin sayısında hızlı bir artış yaşandı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde akademisyen olan Çile Maden Kalkan, ülke genelindeki üniversitelerin artan ilgiyi karşılamak için daha fazla öğrenci ve öğretmen kontenjanı açtığını söyledi.
Kalkan, “Özellikle ekonomik anlamda, özel sektör alanında çalışmak, ticarete dayalı işler yapmak için öğrencilerden büyük talep var” dedi.
Kalkan’a göre, Çin’in gelecek vaat eden ekonomik beklentileri, hızla ilerleyen teknolojik kabiliyetleri ve modernleşme alanındaki başarıları, dünya genelinde Çinceye duyulan ilginin başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Kalkan, “Çin bugün dünyanın tüm ülkelerinden yatırımları bildiğiniz gibi mıknatıs gibi çeken bir ülke. Bu durumu da ekonomik bir güç ve istihdam olarak kullanıyor. Dünyanın ekonomisini neredeyse yönlendiren bir ülkenin dilini bilmek de öğrencilerimize büyük bir avantaj sağlıyor” dedi.
1999 yılında kurulan Türk-Çin Kültür Derneği de son yıllarda Çince dil kurslarına yönelik talepte kayda değer artışa tanık oldu.
2023 yılında İstanbul ve Ankara’daki öğrenci sayısı 300 iken, bu sayı 2024’te önemli derecede artarak 720’ye ulaştı. Dernek, yüz yüze dersler sunmanın yanı sıra okul, üniversite ve kurumlara da Çince dil dersi hizmeti veriyor.
Türk-Çin Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Karslı, “Özellikle Kuşak ve Yol’un tanınmaya devam etmesi, hızlanması ve Çinli şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarının artması, doğal olarak Çinceye olan ilgiyi de artıyor” diye konuştu.
Dernek son yıllarda öğretmen sayısını iki kat artırarak 12’den 24’e çıkardı.
Bu sayının bile yetersiz olduğunu belirten Karslı, “Çincenin yapısı itibarıyla doğru telaffuz gerektiren tonlamalı bir dil olması dolayısıyla, doğru öğretebilecek kaliteli, diksiyonu ve aksanı temiz öğretmenler gerekiyor” dedi.
Karslı, sonuç olarak üniversitelerin ve Konfüçyüs Enstitülerinin Çince öğrenmeye yönelik artan ilgiyi karşılamak için daha fazla sayıda iyi hazırlanmış Çinli eğitimciler yetiştirmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.